REMZİ CANOVA - ÜSKÜP/K.MAKEDONYA
Etnİ, ortak bir kökenden gelen ve homojen bir kültüre, özellikle homojen bir dile sahip olan bir halk topluluğudur. Yani etniye bir bakıma minyatür bir ulus denebilir. Ama bu geleneksel anlayış bugün etnologlar tarafından şiddetle eleştirilmektedir.
Tanımın belirsizliği yüzünden ve etnolojik geleneklerin verdiği öneme göre «etni» (kavim) terimi son derece farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Etnoloji ve etnografya, etniye neredeyse doğal bir varlık, yani sorunsuz bir konu gözüyle baktığından, aslında onunla hiç ilgilenmemiştir. Etni, sosyal açıdan güçlü bir bağlılık gösterir ve belli bir adla anılır. Günümüzde bu ilk kavram çok sayıda terimle karışmıştır: «etnik grup», «etnik azınlık». Öte yandan, söz konusu kavramın son yıllardaki ele alınışı kuramsal bir evrime tekabül etmekte ve böylece etni yerine etnik topluluk deyiminin kullanılması tercih edilmektedir.
XIX. YY’da ortaya atılan ırkları sınıflandırma kuramlarıdır ki milletleri derecelendirmeye, uygar denen toplumları ilkel denen toplumlardan, milletleri etniklerden ayırt etmeye yönelecektir. Sorunun ele almışında, biyolojik ve kültürel karakterlerin çakışması ikinci Dünya Savaşı sonrasına kadar ağırlığını korudu.
Sevgili dostlar, bu Son zamanlarda ister You-tube üzerinden olsun ister muhtelif TV kanallarında (Türkiye kanalları) olsun Makedonya ile ilgili sık sık reportajlar görülmektedir.Ne varki, bu röportajların bü,yük bir kısmında bizim buralı Türklerin 500 küsur yıldır bazı coğrafik toponimlerrin orjinli Türkçe isimlerini korumaya çırpınırken, bu röportajları yapan beyler tam Türk usulü (üstün körü) (TRT’nin Üsküp’te çektiği “BALKAN NİNNİSİ”) dizisi misali yapmaktadırlar. Bu röportajları yapanlar, Makedonya daki coğrafik toponimlerin orjinli Türkçe isimleri yerine Makedonca versiyonlarını kullanmaktadırlar örneğin Kalkandelen yerine Tetova, veya Ohri yerine Ohrid v.b. kimilerine göre küçük bir ayrıntı ama değil. Bunun dışında Türkiye’den gelenler, burada ki Arnavutları, Türklerin din kardeşleri olarak gösterme çabasına girdikleri de görülmektedir. Bu bir bakıma tek taraflı aşkla evlilik yapmaya benzer. Çünkü Burada ki Arnavutlar Türkleri ve sadece buralı Türkleri değil, asla sevmezler Mesela You-Tube üzerinden yayınlanan bir röportajda Kosovalı bir Arnavut “biz Türklere alfabe verdik Fraşeri kardeşlerini ima ederek, hatta Türkiye Milli (İstiklal) marşını bile biz Arnavutlar yazdık Mehmet Akif Ersoy’u Arnavut yaparak, nerdeyse Türklerin varlığını sorgulamaya getirmektedirler. Nitekim bugün Arnavutlar Makedonya kökenli olan Mustafa Kemal Atatürk’ün bile Arnavut olduğunu söyleyecek kadar, patavatsızlık göstermektedir. Buna göre bunlar nasıl bizim din kardeşlerimiz olabilir ?
Bundan bir iki ay önce bir yerel Arnavut TV kanalında iki Arnavut siyasisi, alenen Makedonya’da Türkler yoktur demiş, fakat Makedonya’daki Türk siyasi Partilerinden bir tepki gelmedi ne yazık. Teselli olacaksa 60 küsur STK (Türk sivil Kuruluşları) dan hiçbirinden bir çıt bile çıkmadı.
Hal böyle olunca, bundan bir kaç yıl önce Makedonyalı Arnavutları Türk Kültüründen kurtuluşlarının bilmem kaçıncı yıldönümünü kutladılar. Bugün de, yeni bir gaflete tanık oluyoruz. Üsküp’ün Saray Belediyesi (adını Türklerden almış) Üsküp'ün Osmanlılardan Dolayısıyla 1912’de Osmanlı Devleti’nin Üsküp’ten çekilirken Sırplar tarafından işgal edilmesini kutlama kararı almıştır. Örneğin Makedonlar Üsküp’ün 13 kasım Kurtuluş (ikinci dünya Savaşında)Günü olarak kutlarken Makedonyalı Arnavutlar Papa’dan daha büyük Katolik olma çabasındalar. Başka bir deyişle elin Gavurunun” yapmadığını “din kardeşlerimiz yapıyor.
Evet inanılır gibi değil. Arnavutlar, Üsküp’ün Osmanlılardan sözde kurtuluşunu kutlamaktadır. Kutlama törenleri Makedonya Başbakan Yardımcısı ve işin daha vahim olması Aynı zamanda etnik topluluklar arası siyasi sistemden sorumlu bakan görevini icra eden bakan Artan Grubi’nin himayesi altında kutlanacaktır. Hem de Türk vergi mükelleflerinin de parasıyla kutlama yapılacaktır.. Zira belirtmek gerekir ki bu zatın amcası rahmetli Fehmi Grubi uzun yıllar Türk tiyatrosunda çalışmış, Türk ekmeği yemiştir. Türkiye’deki birçok çevrelerin Arnavutlar için “ din kardeşlerimiz” tabirini anlamsız bir şekilde kullanmalarını da işlerin iç yüzünü bilmediklerine veriyorum.
Arnavutlar Üsküp’ün Osmanlılardan Kurtuluşunun yıldönümünü kutlarken bu sefer bu olaya önemli ölçüde destek veren ve nerdeyse Saray Belediyesinin sözcülüğünü üstlenmiş olan ve Türkiye Cumhuriyeti mükelleflerin parasıyla finanse edilen ve başında hayatında bir gün bile gazetecilik yapmamış bir kişinin çıkarttığı “YENİ BALKAN “ gazetesi resmen Saray Belediyesinin sözcülüğünü üstlenmiş görünüyor. Arnavutlara bu şekilde hizmet etmesi asla şaşırtmamıştır Diğer yandan 60 kadar Türk STK’sının çatı örgütü olan MATÜSİTEB Bu HUSUSTA EN SESLİ OACAK Yerde “bu tarz adımların ülkenin istikrarsızlığına ve etnik gerginliklere yol açmasına ne pahasına olursa olsun izin vermeyeceğiz şeklinde evlere şenlik bir “ılık” açıklama yapmakla yetinmiştir.. Peki ne yapılmalı: Makedonya’nın her tarafından Türk STK temsilcilerini toplayarak kutlama gününde ya Saray Belediyesi önüne giderek veya Üsküp meydanlığında bir protesto mitingi düzenlemesi gerekmez mi sevgili arkadaşlar. BU arada Türk partilerine de görev düşmektedir. Bunu yapmayacaklarına emin olmama rağmen, sadece eleştiriyoruz ama çıkış önermiyoruz denmemesi için şu öneride bulunmaktayım:
Her üç Türk partisi bir araya gelerek bu olayı son derece ciddi bir şekilde bir ortak basın toplantısıyla kınamalarını önermekteyim. Gerçek adına şunu da belirteyim ki, benim bu gibi her eleştirime tepki gösteren ve küsen TMBH Başkanı Erdoğan Saraç Facebook üzerinden bir kınama metni yayınlamışlardır. Diğer iki Türk partisine gelince şu anda Makedonya’da tek Türk Belediyesi olan Jupa Belediyesinin yeni Başkanının hangi partiden olması gerektiği konusunda birbirinin gözünü çıkarırken, nerdeyse bu belediyeyi de kaybetme durumuna düşeceğiz. Dediğim gibi partileriyle STK’larıyla Türk Toplumu Arnavutların bu patavatsızlığına ve nankörlüğüne karşı sert tepki vermelidir. Aksi halde partilerinin tabelalarından Türk ibaresini çekmeleri gerekir dolayısıyla Arnavutların buna benzer çirkinliklerde bulunmaların önünü kesemeyiz
Tabi sonunda TC Üsküp Büyük elçiliğine de görev düşmektedir: Tıpkı fetöcülerin Türkiyeye haklı olarak iade
edilmelerine dair organize ettiği basın toplantısına benzer bir basın toplantısıyla bu olayı kınamalıdır. Bunlar yapılmazsa eğer 1 bu iş” kendin çal kendin oyna” faslşeklinde devam etmekten başka bir şey ѕolmaz.