ÖZEL OKULLARDA TÜRK ÖĞRETMEN OLMAK
İsmin John olursa yaklaşık 4 bin dolar maaş ( 80 bin liranın üstünde) alırsın.
İsmin Can ise, 10-20 bin lira arası maaş...
(Oysa iş yasasına göre aynı işi yapan çalışanların arasında büyük ücret farkları olamaz. Görüldüğü üzere Türk ve yabancı öğretmenler arasında uçurum var. Yasa çiğneniyor. )
İsmin Suson olursa ev kiran, internet, doğalgaz, elektrik, su faturan ödenir.
Ülkene yapacağın yolculukların bir kısmının uçak parası karşılanır.
İsmin Suzan ise, ev kiranı güçlükle ödersin.
İsmin Abraham olursa çocuklarının okul ücreti olmaz.
İsmin İbrahim ise, çocukların için yüzde 50 indirim alırsın. Okul ücretleri düşünüldüğünde bu indirimi dahi karşılamakta çok zorlanırsın, devlet okuluna yönelirsin.
İsmin Michael olursa okula sakallı gelebilirsin.
İsmin Mikail ise sakal uzatamazsın.
Adın Jasmine olursa bulduğun her tatil fırsatından yararlanır, Yunanistan, Rusya, İskandinav ülkeleri, Fransa, İspanya vb ülkelere seyahat edersin.
Adın Yasemin ise, Antalya’ya, Bodrum’a bir haftalık tatile gidersen bütün kış boyunca açılan ekonomik gediği telafi etmeye çalışırsın.
Daha uzatılabilir örnekler.
Yaşadım gördüm.
Yıllarca Türkiye’nin en önemli özel okullarından birinde öğretmen olarak görev yaptım.
Kendi ülkemde üvey evlat muamelesi görmeyi iliklerime kadar hissettim.
Toplantılarda bu adaletsizlikleri dilim döndüğünce dile getirdim.
Cezasını da bu ve benzeri konularda mobinge maruz kalarak ödedim.
Sonunda pes ederek ayrılmak zorunda kaldım.
Özetle...
Özel okullarda Türk öğretmen yabancı öğretmenlere göre değersizdir.
Neden mi böyle?
İhtiyaç duyulduğunda hemen Türk öğretmen bulabilirsiniz.
Herhangi bir branş için yüzlerce aday başvuru yapar.
Yabancı öğretmeni Türkiye’ye getirmek için ise ikna etmek gerekir.
ABD’deki öğretmen pazarına giden yabancı müdür, Türkiye’deki çalışma koşullarını, avantajları, güzellikleri anlatarak ülkemize davet eder.
Bazılarının uçak biletleri alınır, Türkiye’ye getirilir, şehir gezdirilir, yedirilir, içirilir.
İkna olursa imzayı basar.
Önemle belirtmek isterim ki, yabancı öğretmenleri suçlamıyorum.
Gelen yabancı öğretmenlerin çoğu güzel insanlar.
Kendi ülkelerini bırakıp gelirken çoğunlukla amaçları para kazanmak doğal olarak.
Bunu hak ediyorlar.
Sorun bizim aynı şartları bulamamamız...
Yaptığımız sistem eleştirisi...
Sorgulanması gereken, özel okullarda yabancı öğretmene ihtiyaç duyulmasının nedenleri...
Fen ve matematik derslerinin yabancı dilde anlatılmasının sebepleri nelerdir?
Bazıları “İngilizce uluslararası bilim dili olduğu için” diyebilir.
Fransızca ve Almanca eğitim yapan okullarda bu dersler İngilizce anlatılmıyor yanıtını veririm.
Geldik yine 1949 yılında imzalanan Fulbright eğitim anlaşmasına...
(Bu anlaşma ile ilgili detayları daha önceki yazımda anlatmıştım. Halkız Biz Gazetesi’nde okuyabilirsiniz.)
Yabancı dil elbette çok iyi öğretilsin. Çocuklarımız ikinci hatta üçüncü yabancı dili ana dilleri gibi öğrensinler.
İtirazımız yok.
Bilimsel kaynakların çoğu maalesef yabancı dilde.
Ancak fen ve matematik derslerinin yabancı dilde anlatılmasının mantığı nedir?
İngilizce anlatılınca fonksiyonlar, logaritma, inorganik ve organik kimya daha mı iyi anlaşılıyor?
İnsan anatomisi, hücrenin yapısı Türkçe öğretilemiyor mu?
Atilla İlhan ve Oktay Sinanoğlu yıllarca dile getirdi.
Yabancı dilde eğitim ancak sömürgelerde uygulanabilir.
Biz sömürge bir ülke miyiz?
Kendi dilinde düşünmek, kendi kültürünü korumak demektir.
Geçmişinle geleceğin arasında bağını sağlam tutmak demektir.
Elli yıl önce yazılmış metinlerdeki bazı kelimeleri öğrencilerimizin anlamadığına tanık oldum.
Geçmişinden kopmak demektir bu.
Dilini kaybeden kültürünü, dolayısıyla geleceğini yitirir.
Bir örnek üzerinden anlatayım.
Çalıştığım okulda Türk Sanat Müziği kulübü kurdum.
Koskoca okulda on öğrenciyi güçlükle toplayabildim.
Çoğunlukla yeterli öğrenci bulamadığım için kulübü açamadım.
Öğretmen arkadaşlardan takviye alarak konser vermek durumunda kaldım.
Kendi kültürüne, müziğine yabancılaşan nesillerin yetiştiğine üzülerek tanık oldum.
Bir ulusun geleceği eğitimle şekillenir.
Eğitimin temeli ise dildir.
Dilini bilmeyenler geçmişini de geleceğini de kaybeder.
Can John’a, Yasemin Jasmine’e dönüşür.