Ülkenin en önemli temel sorunları nelerdir diye düşünmeye çalıştım
Kimin çözmesi gerekiyor veya kim yaratıyor diye düşündüm ve 1938 yılında Atatürk'ün vefatından bu yana bir değerlendirme yapınca, ülkeyi yönetenlerin ilk sorumlu olduğu kanaatine vardım, nedeni onların arasından bir parti iktidar olmuş ve ülkeyi yönetmiş, dolayısı ile sorumlu onlar.
Basit örnekler ikinci dünya savaşından çıkmış ülkelerin çoğu ile iç savaştan bölünerek çıkmış Kore gibi ülkeler bizden ya çok kötü durumda idiler ya da bizim seviyemizde, bugün bunların ezici çoğunluğu ile gelişmede geldiğimiz nokta kıyaslanamaz bile....
Neden, çünkü siyasi partilerimizde Üyelerin demokratik katılım ve seçme, seçilme hakları pek olmadığı gibi giderek de azalmış, her şeye Genel Merkezlerin karar verdiği ve müdahale ettiği antidemokratik bir aşamaya ulaşmıştır.
Kimi partiler olayı üye kaydı aşamasına getirmişlerdir…
Bunun sonucu vatandaşın nabzını tutup, sorunları merkezlere iletecek ve onları temsil edecek kişileri seçme imkanları kalmamış ve bu da idealist ve doğru insanların her geçen gün partilerde azalmasına hatta ihraç edilmelerine yol açmıştır.
İyi olan kötüyü uzaklaştırır kuralı, iyi olmayanlar çoğalınca iyiyi uzaklaştırmaya başlamıştır. Bu durum, halka hizmetten, ne olursa olsun koltuğu muhafazanın ana amaç olduğu aşamaya geçilmesine neden olmuş, çoğunluk halkla yakın temas gibi doğru politika yerine Genel Merkezde politika izleme yolu öne geçmiştir.
Antidemokrasinin en belirgin özelliği devasa yönetim binalarıdır.
Bugün siyasi partilere bakarsanız, eskilerin devasa genel merkez binalarına sahip olduğu görülür, oysa hepsi, yerel yönetimlerin güçlendirilmesinden bahseder ama kendileri merkezi yönetimi büyütür ve güçlendirir.
Hep söylerim, kendi üyelerine demokratik seçim ve katılım hakkı vermeyenler, vatandaşa demokrasiyi nasıl vaat edebilirler!!!!!!!!